Sohbet Girişi
Kategoriler
Tibet, Orta Asya’da dünyanın en yüksek yerinde kurulmuş bir ülkedir. Denizden yüksekliği 3500 – 5000 m. Arasındadır. Bu geniş yayla güneyde tepeleri karlı, buzlu Himalaya Dağları. Kuzeyde de Karanlık Dağlar’la çevrilidir. Doğusunda Çin, batısında Hindistan bulunur. Tibet siyasi bakımdan Çin’e bağlı, özerk bir ülkedir. Yüzölçümü 1.221.000 km² Nüfusu 2.000.000 civarıdır.
Başkenti Lhassa, Tibet’e “Dünyanın Damındaki Ülke” derler. Başkent Lhassa (Lasa)’nın denizden yüksekliği 3.600 m.’dir bu bakımdan dünyanın en yüksek yerinde kurulu başkentidir. Tibet yüksek bir ülke olduğu halde Hindistan’la Çin’i, Keşmir’i birleştiren başlıca geçit yolları oradan geçer. Hindistan’ın iki büyük akarsuyu olan İndüs’la Brahma nehirleri de güney Tibet’ten doğar.
Tibet’in sert bir kara iklimi vardır. Sıcaklık kışın _40º ile yazın +35 derece arasında değişir. Yaz aylarında geceyle gündüz arasında çok büyük sıcaklık farkları olur. Ülkenin Doğu bölgesine bol yağmur yağdığı için, ağaçlıktır. Ortası ve batı kesimleri şiddetli kasırgaların kavurduğu ıssız, soğuk, taşlı çöllerle kaplıdır.
Tibet’in Çin ve Hindistan sınırına yakın yerlerinde ikim yağışlı olduğu için oturmaya elverişlidir. Himalaya‘nın eteklerine yakın olan bu yerlerde Lhassa, Sgatçe, Kallas, batıda da Gartok şehirleri vardır.
Bu geniş ülkede nüfus çok azdır. Halkın %20’si, tapınaklarda yaşayan, din adamlarıdır. Buda dininde olan Tibetliler’in tapınakları kasaba büyüklüğünde bir pazar yeridir. Çin ve Hindistan’dan gelen kervanlar burada mal değiş tokuşu yaparlar.
Moğol ırkından olan Tibetliler’in kendilerine özgü dilleri, edebiyatları vardır. Bu sert iklimde yaşamak onları, her şeye göğüs germeye alıştırmıştır. Konuksever, iyi kalpli insanlardır.
Halkın büyük çoğunluğu göçebe olarak yaşar. Bunlar, «Yak» denilen öküzle sığır beslerler. Tibet’te ulaştırma da yaklarla yapılır. Tibet’te at da yetiştirilir. Ufak yapılı, dayanıklı olan bu atların ayakları kuvvetlidir. Bu da, sert, buzlu toprağı eşelemelerinden ileri gelir. Daha çok güneyde ve doğu kesiminde oturan Tibetliler, çiftçilik yaparlar. Tütün, arpa mısır ve sebze yetiştirirler.
«Kadınların cenneti»
Tibet’te aile hayatı alışılan olguların dışındadır. Kadınlar bir kaç erkekle evlenebilirler. Erkeklerin azlığı, bunlara sebep gösterilir. Kadınlar büyük söz sahibidirler. Bu yönden dünya kadınları Tibet’i «Kadınların Cenneti» sayarlar.
Tibetli kadınlar evlerinde oturup ev işleriyle, el işleriyle uğraşırlar. Bu arada halı ipekli kumaş dokur, nakışlar işlerler. bir çok sanat eserleri, böylece, evlerinde doğmuştur. Tapınaklarda kullanılan perdeler, örtüler, resimler çoğunlukla Tibetli kadınların elinden çıkmıştır. İş işlerken toplu bir halde şarkı söyleyerek çalışmak Tibetli kadınlar arasında eski bir gelenektir.
Dini başkan olan Lama, aynı zamanda devlet başkanıdır. İki lama vardır: «Pençeu Lama» ise hem ruhani, hemde siyasi başkandır. Tibetliler Buda’nın ruhunun Dalay Lama‘ya geçtiğine inanırlar.
Tarihte Tibet:
6. – 7. yüzyıllarda Tibet büyük, güçlü bir devletti. Hindistan’dan buraya gelen Buda dini, çok geçmeden Tibet’i merkez haline getirdi. 1251’de Mengü Han Tibet’i Türk – Moğol İmparatorluğu topraklarına kattı. Cengiz’in torunlarından Kubilay Han’da Tibet’i ele geçirerek Lamaların güçlerini kırdı. 16. yüzyılda yapılan bu devrimle Dalay Lama, Tibet’in sivil hükümdarı oldu. Yüzyıl kadar sonra Tibet Çin’in kontrolü altına girdi. Bu arada Tibet’in kapıları dış dünyaya kapatıldı. Ülke, esrarlı bir toprak haline geldi. 1911’deki Çin devrimi üzerine Tibet bağımsızlığını kazandı. 1960’ta Kızıl Çin, Tibet’i işgal etti. Dalay Lama önce kaçtı, altı ay sonra Lhassa’ya döndü. 1961’de yapılan anlaşmayla Kızıl Çin’in Tibet üzerindeki egemenliği tanındı. 1964’de Dalay Lama vatan haini olarak ilan edildi. 1965’de devletin özerk kısmını yönetecek bir başkan seçildi. Dalay Lama ise Hindistan’a yerleşti.
Bugün Tibet iç işleriyle din işlerinde bağımsızdır. Ordusu, dış işleri ise Çin Halk Cumhuriyetine bağlıdır.
Kategoriler