Sohbet Girişi
Kategoriler
İçinde her saniye binlerce hidrojen bombası patlayan muazzam bir fırın.
Güneşi Samanyolu’nu oluşturan 200 milyar yıldızdan biridir. Çapı 1.393.00 km. olan küçük bir yıldızdır. Dünyamıza uzaklığı 149.664.900 km olan, Güneş’in ışığı bize 8 dakika 15 saniye gibi bir zamanda ulaşır. Dünyamızdan 325.500 defa daha büyük bir kitlesi olan ve her an kendisini yakan bu muazzam gaz fırını, saniyede 500 milyon ton hidrojeni helyum haline dönüştürür. Başka bir deyişle, burada her saniye binlerce hidrojen bombası patlar ve hidrojen atomları helyum haline gelir. Güneş Kitlesinden % 69,5 hidrojen, % 28’i helyumdur. Karbon, oksijen ve nitrojen % 2’sini oluşturur. Magnezyum, sülfür, slikon ve iron % 0,5 oranındadır. Çok az nispette de başka elementler de bulunmaktadır. Yoğunluğu 1,14 tür (Dünyanın yoğunluğu 5,52’dir.) Çekim kuvveti Dünyanın 28 katıdır. Buna göre Dünyadaki ağırlığı elli kilo olan bir çocuk, Güneşe çıkması mümkün olsa idi, orada 1.400 kg olacaktı. Daha açık, anlatımla bu durumda elini kaldırmaya dahi gücü yetmeyecekti.
Yanmakta olan güneşin alevleri yüz binlerce kilometre uzağa fışkırır. Isı ve ışığının pek azı yani ancak, milyarda biri veya ikisi Dünyamıza ulaşır. Fakat bu miktar, Dünya için yeterli ve gerekli bir miktardır. Fazlası, öteki gezegenlerde olduğu gibi kavuracak, daha azı gelirse de Gezegenimizin bir buz kütlesi haline gelmesini sağlardı. Güneşin yüzeyindeki sıcaklık 6000 santigrat dır. Hiç bir katı ve sıvı cisim bu ısıya dayanamaz, derhal gaz haline gelir. Merkezindeki sıcaklık ise yaklaşık 15 milyon santigrat dır. Güneşi oluşturan gazları ve bu gazların basınç ve yüksek ısı karşısında aldıkları değişimi bildiğimiz için, Güneşin yüzeyindeki ve merkezindeki ısıyı tahmin edebilmek mümkün olabiliyor. Güneş’in yaşı beş milyar yıl, yani 5 eon olarak hesaplanıyor. (Evren de kullanılan zaman birimi Eon’dur yani bir eon 1.000.000.000 yıla eşittir.) Beş milyar yıl önce nasıl meydana geldiğini “Yıldızların doğuşu ve ölüşü” bölümünde öğreneceğiz.
Güneş’in yüzeyindeki göz kamaştıran beyaz tabakaya fotosfer (Işık Küresi) diyoruz. Güneş yuvarlağının dış sınırı yani fotosfer dediğimiz bu yüzey teşkil eder. Çıplak gözle görebildiğimiz bu tabakanın kalınlığı, 2000-3000 kilometre. arasındadır. Dünyanın Güneş’ten aldığı ısı ve ışık bu tabakadan gelir.
Fotosfer’in hemen üzerinde bulunan incecik bir tabaka daha vardır ki buna ters döndüren veya geri çeviren tabaka diyoruz. Termonükleer reaksiyonlar sonrasında, (Yani zincirleme reaksiyon) hidrojenin helyuma dönüşmesi ışık ve ısı meydan getirir. Bu nedenle ısınan gazlar devamlı olarak dışarı taşar. Fakat fotosfer’in üzerinde biraz soğuyunca tekrar içeri doğru itilir. Böylece içeride yeni yeni patlamalar devam eder, Terse çeviren tabakanın kalınlığı yedi yüz kilometre kadardır.
Fotosfer’in üzerinde ve ondan ters çeviren tabaka diye ayrılan tabakaya Kromosfer (Renk Küre) diyoruz. Bu tabaka kırmızıdır. Alçak basınçla akkor halindeki hidrojenden oluşur. Kromosfer’in üzerinden dışa doğru alev fışkırmaları veya püskürmeleri görülür. Kırmızı mor renkli alevlerin yüksekliği, bazen 20 ila 30 Dünyayı içine alacak kadar büyüktür. Kromosfer, onun üzerindeki fışkırmalar ve Güneş Tacı dediğimiz tabaka, güneşin atmosferini meydana getirir.
Güneş tacı dediğimiz tabaka saydamdır çok uzaklara yayılan, süt beyaz renginde, parlak bir gaz tabakasıdır. Güneş tam olarak tutulduğu zaman, çevresindeki bu tabakayı çıplak gözle de görebiliyoruz. Güneş’in faaliyeti yoğunlaşınca yelpaze gibi açılır. Azaldığı zaman ise Güneşin ekvator düzleminde biraz büzülür. Bazı kuyruklu yıldızlar güneşe çok yaklaştıkları zaman, bu tacın içinden geçerler.
Fotosfer’in üzerinde bazı bölgeler siyah görünür. Gerçekte bu, çevresine göre daha soğuk daha kara görünen yerlerdir. Bunlara korkunç manyetik fırtınalar sebep olur. Ortaları daha koyu,kenarları daha açıktır. Bazı lekelerin çapı Dünyanın çapından, bir kaç kat daha büyüktür. Her 11 yılda bir bunların çoğalıp, hem sayılarının hem de çaplarının arttığı, sonra da yine azaldıkları görülür. fakat bu lekeler devamlı olmazlar. Süreleri sadece bir kaç gün veya en fazla bir kaç haftadır. Manyetik fırtınaların sebep olduğu bu Güneş lekeleri çoğaldığı zaman Dünyanın manyetik alanını etkiler. Mesela radarları yanıltabilir, radyo dalgalarını karıştırabilir.
Güneş tacından uzaya, daha yavaş fakat sürekli parçacıklarda yayılır. İyonize edilmiş yani elektrik yüklü bu parçacıklardaki proton ve elektronlar daha zayıftır. Elektrik yüklü bu parçacıklara da güneş rüzgarı diyoruz. Güneş rüzgarı da Dünya’nın manyetik alanını etkiler ve değişmelere sebep olur.
Kategoriler