Hezarfen Ahmet Çelebi İlk Uçan İnsan

Hezarfen Ahmet Çelebi,  Doğum tarihi 1609, ölüm tarihi 1640.

Bir yaz günüydü, insanlar sokaklara dökülmüş Galata kulesine doğru koşuyorlardı. Koşanlar hep aynı şeyleri tekrar ediyordu.

-Adam uçacakmış, kuşlar gibi kanatlanıp gökyüzünde gezecekmiş. Hiç İnsan uçabilir mi düşüm ölecek zavallı adam! Yoo öyle deme bu denemeyi yapacak olan Hezarfen Ahmet Çelebi’dir. Daha önce Okmeydanı’nda defalarca uçmuştu. Bizim çocuklar gözleri ile görmüşler. Hem obir meczup değil, pek yiğit bir kişidir. Hezarfendir (Bin şey bilendir) Kim söyledi Galata’dan atlayacağını? Kendi söylüyormuş. Galata kulesinden havalanıp boğazı geçecek. Üsküdar‘a kadar uçacakmış.. Herkesi seyretmeye çağırmış. -Uçmak için tılsım mı varmış? Hezarfen dedik ya.. Her şeye aklı erer, her şeyi o bilir. Evinde sabahlara kadar akıl almaz, sır ermez işlerle uğraşırmış… Bu konuşmaları yapanlar Yalnız Galata kulesine koşanlar değildi. Evlerde kadınlar, işlerinden ayrılmayan erkekler, yeniçeriler, hatta devrin padişahı 4. Murad’ın nazırları dahi o gün bu konuyu konuşuyorlar, sonucu merakla bekliyorlardı.

Uçuyor Uçuyor

Galata kulesinin dibine ve yakınlarında toplanan halk birden sustu: Ahmet Çelebi kanatlarını takmış kulenin tepesinde görünmüştü, atlamaya hazırlanıyordu. Kanatlarını vücuduna bağlayan düğmelere baktı. Rüzgarın hızına ve yönüne göre durumunu ayarladı. Dudaklarını kımıldamasından bir şeyler söylediği anlaşılıyor ama duyulmuyordu. Belik de bir dua mırıldanıyordu. Bir kaç dakikayı geçmeyen bu bekleyiş izleyiciler için saatler kadar sürmüştü. Nihayet Ahmet Çelebi, herkesin yüreğini ağzına getiren hareketi yaptı, kendisini kuleden aşağı doğru bıraktı.  Onun yere  düşüp paramparça olmasından korkan halk, usulca süzülerek boğaza doğru gittiğini görünce, Hep bir ağızdan bağırdılar:

-Uçuyor! Uçuyor! Ahmet Çelebi, gittikçe uzaklaşıyor, bir kuş gibi küçülüyor, ama kanatlarını açıp kapadığı belli oluyordu. Az sonra Galata sırtları arkada kaldı. Boğazda demirli kadırgaların, yelkenlilerin ve balıkçı kayıklarının üzerinden aşarken, denizciler bağırarak birbirlerine onu gösteriyorlardı.

Sultan’da Rahat Nefes Alıyor

O sırada Sarayburnundaki Sinanpaşa köşkünden bu büyük olayı seyreden Sultan Murad da, heyecan içinde idi. Ahmet Çelebi kazasız belasız boğazı geçip, Üsküdar’da bugün doğancılar diye bilinen semte usulca inince, Sultan Murad da rahat bir nefes aldı, yanındakilere: Çelebiyi tez  bulup huzuruma getirin! dedi. Hezarfen Ahmet Çelebiyi bulup huzura çıkardılar. Sultan başarısını tebrik ederek onu bir kese altınla ödüllendirdi. Sonra Çelebiye ne olduğunu anlatmadan önce, ona “Dünyada Uçan İlk İnsan” sıfatını kazandıran bu başarısını nasıl gerçekleştirdiğini anlatalım. Daha önce de söylediğimiz gibi, Ahmet Çelebi İsmail Cevheri‘nin tecrübesinden faydalanmıştı. Onun niçin başarısızlığa uğradığını araştırmış, bunun sebepleri üzerinde uzun uzun durmuştu. Rüzgar akımlarını, denge unsurunu hesaba katmış, kuşlardan kartalı örnek almıştı.Asıl büyük denemeye girişmeden önce, o devirde çok geniş bir spor alanı olan okmeydanında  dokuz deneme yapmıştı. Her denemede kendini geliştirerek, nihayet kuş misali  uçabileceğine kanaat getirmiş. Asıl büyük teşebbüsünü gerçekleştirmişti. Bu büyük olayın görgü tanığı Evliya Çelebi’dir. Onu doğrulayan başka kaynaklarda bulunmuştur. Evliya Çelebi bu olayın hangi tarihte olduğunu belirtmiyor, fakat 4. Murad 1623-1640 yılları arasında hükümdarlık yaptığına ve bu olay onun hükümdarlığı sırasında gerçekleştiğine göre, uçuşun da bu tarihler arasında gerçekleştiği kesindir. Olayı araştıran tarihçiler, saltanatın ilk yıllarına rastladığını söylüyorlar.

Ahmet Çelebi’nin Sonu

Peki Dünya da ilk uçuşu gerçekleştiren  Ahmet Çelebiye sonra ne olmuştu? Maalesef, bilgi ve hüneri bir yandan takdirle, alkışla karşılanan Ahmet Çelebi, Bir yandan da onu çekemeyenlerin hışmına uğradı. Padişah da onu bir rivayete göre korktuğu için, bir rivayete göre de nüfuslu fakat kıskanç adamların husumetini çekmeden araştırmalarına rahatça devam edebilmesi için, Cezayir’e sürdü. Hezarfen Ahmet Çelebi Cezayir’de öldü.