Sohbet Girişi
Kategoriler
Newton, doğduğu gün ona “bundan daha talihsiz bir çocuk olamaz” demişlerdi. Gerçekten onun çocukluğu kadar mutsuz bir çocukluk yaşayan çok az kişi vardır.
Isaac Newton, 1642’de prematüre olarak yani vaktinden önce doğdu. babası o doğmadan üç ay önce ölmüştü. o kadar küçük ve zayıftı ki onun öleceğini, ölmese bile cüce kalacağını sandılar. Uzun zaman başını dik tutamadı ve bu yüzden boynunu yastıklarla bağladılar. Annesi de ölen babası gibi cahildi. Newton henüz üç yaşında iken onu büyük annesine bırakıp gitti. Çocuk istemeyen bir adamla evlenmişti annesi. bakımsızdı, cılızdı yetim olmak ve sonra terk edilmek acısı ile büyüyüp okula gittiği zaman, hayatta, insanlara küskündü. Onun için arkadaş edinemiyor, öğretmeni dinlemiyor, derslerine de çalışmıyordu. Bir gün sınıftaki çocuklardan bir “tembel! Kafasız!” diye onun karnına bir yumruk vurdu. Fena halde canı yanan cılız Newton, hiç beklenmedik bir şekilde karşı koydu ve çocuğu dövdü. İşte bu kavgadan galip çıkması kendisine güven kazanmasına yol açtı. O günden sonra sınıfın en çalışkan çocuğu oldu. Hayatını inceleyenler “Newton o kavgada yenilse idi tembellikten kurtulamaz, o bir dahi olamazdı diyorlar.
Fakat yine de aşağılık duygusundan tam olarak kurtulmuş değildi. Anne , babasının cahil, fakir, kendisini de sıska oluşu bu duygunun kaynağı idi. Bazı zamanlar dedelerinin çok zengin ve bilgiç kişiler olduğu yalanını söyler, onlarla övünerek kendisini avutmaya çalışırdı ama, içinde bulunduğu şartla onu adeta eziyordu.
İngilter’nin Grantham kasabasındaki ilkokula giderken bir eczacının yanında kalmıştı. Bu eczacının basit kimya deneyleri onu çok ilgilendirdi ve araştırma tutkusu böyle başlamıştı. Zekası, çalışkanlığı, daha çocuk yaşta buluşlar yapmaya başlaması, ona Cambridge’deki ünlü Trinty Collage’nin kapılarını açmıştı. Burada Profesör Barrow’un gözde öğrencilerinden bir olmuştu. 1666 yılında veba hastalığı Londra’yı kasıp kavurdu. Kış’a girerken vebadan ölenlerin sayısı 75.00’e ulaşmıştı. bu yetmiyormuş gibi, bir fırın ocağında çıkan yangın söndürülemedi. Ve dört beş gün içinde yaklaşık olarak şehrin dörtte üçünü meydana getiren 13.00 ev yanarak kül oldu bütün okullar kapandı. İşte bu korkunç yıla bir çok bilgin ” harika yıl” demektedir. Çünkü henüz 24 yaşında olan Newton yangından ve vebadan kaçıp geldiği Wolsthorpe’da araştırmalarına devam ederek, ilim dünyasına atılımlar kazandıracak harika buluşlarını yapmıştı.
Newton’un en önemli buluşlarından biri yer çekimi kanunudur. Newton uzun zamandan beri gezegenlerin hareketlerini inceleyen Kepler kanunlarını okuyor, evrensel çekim kanunlarının açıklamasını yapmaya çalışıyordu. Newton bir akşam üzeri bahçesinde dolaşırken ayaklarının ucuna bir elma düştü. Birden kafasında şimşekler çakan bilgin aynı anda, ufukta yükselmekte olan Ay’a baktı ve kendi kendine şu soruyu sordu: Elmayı düşüren çekim kuvveti, Ay’ın dönmesini sağlayan kuvvet olamaz mı? Ay’ı Dünya’nın çevresinde ki yörüngesinde tutan kuvvet nedir. Ya Güneş’in etrafında dönen öteki gezegenler onları yörüngelerinde hangi kuvvet tutuyor? Bu sorulara cevap bulmuştu. Artık bu büyük keşfini açıklamak için çalışacak, hesaplar yapacak en büyük, en önemli fizik kanunlarından birini aydınlatacaktı. Ama bunun için acele etmedi. başka buluşlar peşinde koşarak asıl buluşunu açıklama işini tam yirmi yıl geciktirdi.
Bugün, herhangi bir ilkokul çocuğuna “Uzay boşluğunda canlı ve cansız nesneler düşmeden nasıl durur diye sorsanız” size ” Çünkü yer çekimi alanının dışındadır, çekim kuvveti olmadığı için olduğu yerde kalmaktadır” cevabını verir. Newton’un çekim kanununu açıkladığı yıllarda ise uzay boşluğunda düşmeden durmanın mümkün olacağını söyleyenlere “deli” derlerdi. Newton yalnız astronomiye değil, ilmin öteki dallarında da ufuklar açan buluşları ile ün yapınca RoyalSociety’ye üye oldu. Ona asalet ünvanı da verildi. Böylece küçükken ataları için uydurduğu soyluluğu, şöhreti kendisi elde etmiş oluyordu. Vakitsiz doğan hastalıklı çocuk 85 yalına kadar yaşadı ve ömrü hep çalışma ile geçti. Evrendeki muhteşem balerin, aksamasız düzenin, Allah’ın BİR’liğini ispat ettiğini söyleyen Isaac Newton, 20 Mart 1727 tarihinde öldü.
Yazar: kaRnaK
Görüntüleme: 378 defa
Kategori: Biyografiler, Genel
Yayınlanma Tarihi: 11 Ocak 2014
Kategoriler