Sohbet Girişi
Kategoriler
Çağlar boyunca en çok gözlenen gök kürelerden biridir Ay. Şiirlerde, masallarda, kurgu-bilim romanlarda adı en çok geçen gök cismi Ay’dır. Bugün uzay yolunun ilk hedefi, ilk durağı ve İnsanoğlunun Dünya dışında ayak bastığı ilk yer olarak uzay konularında adı yine en çok geçen odur. 1969’dan beri üzerinde Dünyalıların ayak izleri bulunan Ay’ı artık Dünya’dan görünen ve görünmeyen yüzü ile; sıradağları, ovaları, kraterleri ile, kabuğu ve iç yapısı ile yanıyoruz. Suyu, havası, bitki örtüsü olmayan Ay’ın güzelliği sadece uzaktan görünüşünde ve şiirlerde kaldı. Dünyadan görünüşü gerçekten güzel. Ama artık çocuklar bile ona “Ay Dede” diyemiyor. İnsanoğlunun Ay’a ayak basması, yüzlerce binlerce yıllık bir hayalin gerçekleşmesi oldu. Bu, büyük başarılara önce hayalde ulaşıldığını gösteren en güzel örneklerden biridir. Fakat, gerçekle hayal arasındaki güzellik bakımından ne gibi farklar bulunabileceğini de gösteren bir örnektir.
Ay Dünyanın uydusudur.Atmosferinin tutamayacak kadar küçük olduğu için üzerinde hava yok su yok, dolayısı ile bitki ve diğer canlılarda yoktur. Ona bir “Ölü Gezegen” diyebiliriz. Yüzeyindeki engebeler çok eskiden kalma meteorolojik olayların izleridir. Dünyamızla aynı yaşta yani 4 milyar 600 milyon yaşında olan Ay’ın taşları Dünyanın taşlarından oldukça farklıdır. Ay taşlarında, sert ve dayanıklı elementler daha çok, uçucu elementler ise daha azdır. İlk çağlar da meteor yağmurlarına maruz kaldığı için, yüzeyi adeta bombardımana uğramış gibidir. Kütlesi dünya kütlesinin 81’de biri olduğu için çabuk soğumuş ve kalın bir litosfer tabakası oluşmuş, ama henüz katılaşmamış olduğu bir çağda büyük meteoritler bu kabuğu delip geçmiştir. Merkezinin hemen tamamen soğuduğu, volkan faaliyetlerinin durmuş olmasından ve pek az deprem kaydedilmesinden anlaşılıyor. Apolllo serisinden uzay araçları ile Ay üzerine yerleştirilen sismograflar (Deprem ölçen aletler) gösteriyor ki, uydumuzun merkezindeki faaliyetler çok zayıftır. Ay’daki yer sarsıntıları daha çok, yörüngesinin Dünyaya yakın yerinde bulunduğu zamanlara rastlamakta. Oysa Dünyada yanardağ faaliyetleri halen devam ediyor. Depremler de hem şiddetli, hem devamlı oluyor. Ay’ın iç faaliyetleri bakımından 3 milyar yıldan beri bugünkü dengeli durumunda bulunduğu hesaplanıyor. Dünya’da da ilk hayat belirtileri 3 milyar yıl öncesine dayanıyor.
Ay’ın Boyutları
Ay’ın çapı 3746 kilometredir. Bu yaklaşık olarak Dünya çapının ¼’ü kadardır. Çevresi de 11.000 kilometre civarındadır. Bir cismin çekim kuvveti kütlesi ile orantılı olduğu için Ay’ın çekim kuvveti Dünya’nın çekim kuvvetinin 6 da birine eşittir. Yeryüzünde 75 kilogram gelen bir insanın ağırlığı Ay’da ancak 12,5 kilogramdır . Başka bir deyişle, yeryüzünde 40 kg. ağırlık kaldırabilen bir insan Ay’da 240 kilo kaldırabilir. Dünya’da büyük şampiyonların kırdığı uzun ve yüksek atlama rekorlarını Ay yüzeyinde 7-8 yaşında bir çocuk dahi kırabilir. Çekim azlığı yüzünde Ay’dan havaya atılan bir cismin, mesela bir taşın düşmesi de yavaş olur. Ay’ın ağırlığı 81 kentilyon ton civarındadır. (81.000.000.000.000.000.000 ton) Bu uzay ölçülerine göre küçük bir rakam, hafif bir ağırlıktır! Dünyanın etrafında bir yörünge çizerek dönen Ay, en uzak noktasında iken 405.000 km, en yakın noktasında ise 363.000 km. uzaklıkta bulunur. Ortalama uzaklığı 384.000 kilometredir. Bugünün uzay araçları bu mesafeyi iki günde kat ediyor. Aynı mesafeyi ışık 1,25 saniyede kat ediyor. bu nedenle Ay’a giden astronotlar Dünya ile devamlı irtibat halinde kalabiliyor. Çünkü bunlar resim ve haberlerini ışık aracılığı ile gönderiyor. Bildiğimiz gibi ışık hızı saniyede 300.000 kilometredir.
ay kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 27, gün 7 saat, 43 dakikadır. fakat bu arada Dünya da kendi yörüngesinde ilerlemeye devam ettiği için, Ay’ın onu yakalaması, yani Güneş’e göre aynı pozisyonda görmesi için iki gün daha gerekmektedir. Bu yüzden bir yeniay’dan öteki yeniay’a kadar geçen zaman 29, gün 12, saat, 45 dakikadır. Bu süreye eski takvimlerde kameri ay, denir. Bu süre içinde Ay’da yaklaşık olarak 14,5 gün kadar gündüz 14,5 gün kadar da gece olur. ay’da gündüzlerin çok sıcak, gecelerin çok soğuk olması, işte bu sürelerin uzun olmasındandır. Gece ile gündüz arasındaki ısı farkının çok olmasında da bir sebep de atmosferin olmayışıdır. Ay’da gündüzleri ısı 130 dereceye kadar çıkar geceleri de sıfırın altında 150 dereceye iner. Kendi etrafında 27,32 günde, Dünya’nın etrafında 29,53 günde dönen Ay, Dünya ile Güneş’in etrafında, Güneş sistemi ile birlikte galaksinin etrafında döner.
Ay tıpkı Dünya gibi, kendinden ışık vermez. Güneş’ten aldığı ışığı yansıtır. Onun için, Dünya Güneşle Ay arasına girdiği zaman Ay kısmen veya tamamen görünmez olur. başka bir deyişle, Güneşten aldığı ışığı her zaman aynı açıdan yansıtmaz. Hilal, yarımay, dolunay gibi şekillerde görünür ki bunlara Ay’ın evreleri (Safhaları) diyoruz. Ay’ı bütün olarak ancak Dünya’ya dönük yüzü Güneş!in karşısına geldiği zaman görebiliriz. Bizim gördüğümüz aydınlık yüzü Güneş’in karşısına geldiği zaman hiç görünmez. Ay Dünya ile Güneş’in arasına girdiği zaman, Dünya’nın gölgesinden çıkarken gördüğümüz incecik şekli yeniay’dır. iki hafta sonra dolunay’ı görürüz. 29,5 gün sonra uydumuz tekrar Güneş’in karşısına geçecek ve tekrar yeniay görünecektir. Ay’ın evreleri şu dört isimle adlandırılır:
1- Yeniay, 2 – Birinci dördün, 3- Dolunay, 4- İkinci dördün. Dünyanın hareketlerini anlatırken, Güneş tutulmasına, Güneşle Dünya arasına Ay’ın girmesinin sebep olduğunu söylemiştik. Ay’ın tutulmasının da Ay’la güneş arasına Dünyanın girmesi sebep oluyor.
Kategoriler