Sürekli Genişleyen, Evren

Cüce Galaksiler

Cüce Galaksiler

Evrende her şeyin hareket halinde olduğunu biliyoruz. Yıldızlar, galaksiler, hem kendi eksenlerinde, hem de uzaklarda bulunan merkezlerinin çevresinde dönmektedirler. Ayrıca çevresinde döndükleri merkezlerinin de hareket halinde olduğunu bilmekteyiz. Bazı yıldızların Dünyaya veya Güneş sistemine yaklaştığını, bazılarınında uzaklaştığını gözlemekteyiz. Fakat, genel olarak galaksiler müthiş bir hızla Dünya’dan ve birbirlerinden uzaklaşmaktadır, yani evren de her şey birbirinden uzaklaşıyor. M31 galaksisi ile öteki yakın galaksilerin mesafesini, değişken yıldızları gözleyerek ve ‘peryod – parlaklık’ durumlarını inceleyerek ölçebiliyoruz. Daha uzak galaksilerin mesafesi ise Doppler – Fizeau kanunu ile ölçülmekte  “Doppler – Fizeau”ya, kırmızıya doğru kayma durumu da  diyoruz. Eğer galaksi bize uzak ise parlaklığı zayıf görünür. Bir galaksi diğerine iki misli uzakta ise, parlaklığı 4 misli daha az görünür. Yıldızların ve galaksilerin yaydıkları ışık, spektograf denilen ve tayfları ölçen aletle tutulduğu zaman, bunun, ışığı gökkuşağı renklerine ayırdığını görüyoruz. Yıldızların içinden yayılan radyasyon atmosfer tarafından emilir ve tayf bazı gölgeli karanlık hatlar halinde görülür. Yıldız veya galaksi Dünyaya yaklaşıyorsa bu koyu hatlar tayfın mor ucuna doğru, uzaklaşıyorsa kırmızı ucuna doğru kayar. Başka bir deyişle, tayf (spektrum) mora doğru kayıyorsa yıldızlar uzaklaşıyor; kırmızıya doğru kayıyorsa uzaklaşıyor demektir. Bir galaksi bizden ne kadar uzaksa  uzaklaşma hızı da o kadar yüksektir. Belki bu galaksiler çok yüksek hızla hareket ettikleri için bizden bu kadar uzaktadırlar. Galaksilerin uzaklaşma hızı saniye de 40-60 kilometre olabiliyor. Fakat, saniyede milyonlarca kilometre hızla uzaklaşan galaksiler de vardır. İşte bu durum bize, evrenin sürekli genişlemekte olduğunu gösteriyor.

Sürekli Yenilenme

Galaksiler birbirlerinden uzaklaştıkları gibi, birbirleriyle de karşılaşıyor. mesela çok hızlı hareket eden bir galaksi, daha yavaş hareket eden bir başka galaksiye yaklaşıyor, o galaksinin içindeki hidrojen bulutlarını kendi hidrojen bulutlarına katarak geçip gidiyor. Böyle bir karşılaşma da yıldızların çarpışması söz konusu değildir. Çünkü yıldızların hareket kanunu, onları birbirlerine yaklaştıkları zaman da ayrı tutar. Galaksiler arasındaki hidrojen bulutları toplanıp yoğunlaşınca, yeni patlamalar, yeni yıldız ve galaksi doğuşları, tekrar genişleme meydana gelir. Bu, bir sürekli yenilenme, yeniden yaradılıştır. Zamanla yıldızlar doğmakta, ölmekte, galaksiler değişmektedir ama, evrenin genel görünüşü değişmiyor. Öyle ise şu soruyu sormak gerekir, evrenin sınırı var mı. Varsa bile bugünün tekniği ile bunu anlamak zor. Çünkü ışık hızından daha süratli hareket eden ve çok uzakta bulunan galaksileri incelememiz, hele son sınırda olanlar var ise onları tespit etmemiz mümkün görünmüyor. Oysa, yukarıda da  dediğimiz gibi, ışık hızından daha süratli galaksilerin varlığı (Yani bulunduğumuz noktaya göre bu bahsettiğimiz hız, çünkü evrende hız da göreceli bir kavramdır yani bizim bulunduğumuz noktaya göre ölçülen hız başka bir noktada farklı görünebilir) kabule edilmektedir.

Yazar: kaRnaK

Görüntüleme: 269 defa

Kategori: Genel, Uzay

Yayınlanma Tarihi: 09 Nisan 2014

Cevap bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.