Sohbet Girişi
Kategoriler
Mayalar Dünya’nın en mükemmel takvimini yapmışlardı,.Avrupa orta çağ karanlıklarında yüzerken, Asya’da astronomi ilminin çok geliştiği görülmüştü. 11. yüzyılın başında El-Birüni Dünya’nın ve gezegenlerin hem kendi ekseni etrafında hem de Güneş’in etrafında döndüğünü açıklıyor. Türk hükümdarlarından takdir ve destek alıyorlardı. Avrupa’da Kopernik Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü anlamış, ama bu teorisini açıklamaya cesaret edemeyerek çok uzun bir süre beklemişti. 17. yüzyılda Galile (Galileo) “Dünya dönüyor dediği için klise tarafından afaroz edilmişti. Yine 17. yüzyılda çok büyük bir bilgin sayılan İrlandalı Baş piskopos James Usher, Londrada yayınlanan bir kitabında, dünyanın M.Ö. 4004 yılında yaratıldığını ilan ediyordu.
İşte, Usher’in bu iddiasından 1000 yıl kadar önce, Amerika yerlilerinden olan Mayalar, Dünyanın en doğru takvimini yapıyor, tapınaklarının üstüne 90 milyon yıla kadar uzanan bir kronoloji yazmış bulunuyorlardı. Mayalardan sonra onların uygarlığını Aztekler benimsedi ve astronomi bilgisini daha da ilerlettiler.
Mayalar gibi Aztekler de güneşe, gök yüzüne tapıyorlardı. Gök yüzünü dinlerinin gereği olarak izlemişler fakat bugünün astronomi bilginlerine parmak ısırtacak bir başarıya da imza atmışlardı.
Mayalar bir yılı 365 gün olarak bulmuşlardı. Bir yıl 18 aydan bir ayda 20 günden meydana geliyordu Mayalara göre. Ayrıca beş boş gün vardı bu boş günler yılın uğursuz günleri olarak kabul edilirdi. Dünya’nın döndüğünü bilmeyen bu insanlar güneşin tutulacağı günleri hesaplamışlardı. Bir Venüs yılının da 584 gün olduğunu hesaplamışlardı. Bu hesabı o kadar doğru yapabilmişlerdi ki, yanılma payı 6 00 yıl için sadece bir günden ibaretti. Mayalar kuyruklu yıldızları, Üranus gezegenini de tespit etmişlerdi. Onların Güneş ve Venüs yıllarını en küçük basamaklarına kadar hesaplamaları, yüz milyonlarca yılı içine alacak takvimleri, gözlem sonucu yaptıkları tespitleri nesilden nesile aktarmayı dini bir mecburiyet saymaları tarihçileri hayretler içerisinde bırakıyor. Takvimleri bir kutsal kitap gibi kabul edilen her şeylerini bu takvime uyduran Mayalar, bu eşsiz eserleri nasıl yapabilmişlerdi, bu halen insanların kafasını kurcalamaktadır. tapınak üzerindeki yazılar halen okunamadığı için bilim adamları bu soruya cevap veremiyor henüz.
Mayalar ve Aztekler piramid yapımında Mısırlılar kadar ileri idiler. yalnız Mısır piramidleri birer anıtkabir, Aztek piramidleri ise gözlemevi olarak kullanılıyordu, Aztek Piramidinin 365 odası vardır ve her oda yılın bir gününü temsil etmektedir. Diğerlerinin dörtte biri kadar küçük olan bir hücre de yılın kalan 6 saatlik bölümünü temsil ediyordu.
Astronomide ve hesaplamada bu kadar ileri olan, mayalar, Aztekler ilmin öteki dallarında pek ileri değillerdi. Tapınaklarını gözlem evlerini andıran piramidler şeklinde inşa eden ve kendilerinden önce hiç bir milletin yapamadığı şekilde mükemmel takvimler yapan, gözlerini gökyüzünden ayırmayan, her şeyi uzaydan gelecek İlahlardan bekleyen Mayaların, Azteklerin astronomi ile ilgisini, İsviçreli yazar Eric Von Daniken onların uzaydan gelen yabancılarla ilişki kurmuş olabileceğini söylüyor. Bu, elbette Daniken’in bir varsayımıdır. Ama gerçek olan şudur ki, medeniyetlerinin zirvede olduğu dönemde de insan eti yiyen, İlahlara binlerce esiri birden kurban eden, demiri işlemesini bilmeyen bu insanlar, astronomi ve hesapta, bugün bile sebebi anlaşılmayan bir üstün başarı elde etmişlerdi. Mayalar, orta ve Güney Amerika’nın kuzey ve orta bölgelerinde yaşadılar. Maya uygarlığının M.Ö. 1. yüzyılda başladığı düşünülüyor, 6. yüzyılda bugünkü Honduras ve Guatemala’nın bulunduğu bölgeden kuzeye doğru göç ettiler. Daha sonra gelen Aztekler de Maya uygarlığını benimsedi. Aztek başkenti Tenoctitlan 1325 te kuruldu. Burada yapılan büyük tapınağın açılış töreninde 20.000 esir Tanrılara kurban edilmişti. 1521’de İspanyollar Aztek medeniyetini yaktılar yıktılar tamamıyla yok ettiler.
Aztekler gök yüzünü incelerken dinlerinin gereğini yaptıklarına inanırlardı Güneş, Ay, Yıldızların hareketlerini sabırla, dikkatlice inceler, bir insan ömrünün yetmeyeceği bazı gözlem ve denemeleri, genç nesiller ulaşılan noktadan devam ettirirlerdi. Güneş Ay Ve yıldızların hareketleri konusunda çok mükemmel tespitleri olduğu halde üzerinde yaşadıkları dünya hakkında çok fazla bilgileri yoktu.
Aztek mitolojisine göre beş bölgeye ayrılan Dünyayı İlah Ometecuhtli yaratmıştı, dünyanın dört bölgesinde İlahın 4 oğlu ortasında da depremler yanardağlar ve devamlı sarsıntı halinde olan dünyanın merkezi olarak düşünülüyordu Azteklere göre.
Yazar: kaRnaK
Görüntüleme: 349 defa
Kategori: Bilim ve Teknoloji, Genel, Uzay
Yayınlanma Tarihi: 01 Ocak 2014
Kategoriler
HAKANIM
emeğine sağlık, mayalar konusu çok güzel olmuş